Advertisement

 

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Enflasyonla Topyekün Mücadele Programı”nı açıkladı.

Enflasyonun yumuşak karnı olan gıda fiyatlarına yönelik kararları, Bakan Albayrak’tan önce kürsüye çıkan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tek tek sıraladı.

Bakan Pakdemirli, ev ödevini “Üreticiyi korumak ve tüketiciyi kollamak” olarak özetlerken, fiyat dalgalanmalarını minimize etmek istediklerini ve tohumdan sofraya kadar tüm zincirdeki verimsizlikleri ortadan kaldırmayı amaçladıklarını söyledi.

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), Tarım Kredi Kooperatifleri, Et ve Süt Kurumu (ESK) gibi kurumların piyasaları düzenleyici bir rolü olduğunu dile getiren Pakdemirli, bu alanda devam eden ve yeni alınan kararları şöyle özetledi:

*** ESK 13 bin noktada 29 TL’den kıyma, 31 TL’den kuşbaşı satıyor ve satmaya devam edecek.

*** Çaykur, 2017’den bu yana zam yapmadı, bundan sonra da zam yapmayacak…

*** Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla gübrede yüzde 15’e varan indirimin ardından Gübretaş ile yeniden konuştuk. Bugünden geçerli olmak üzere 35 çeşit sıvı ve toz gübrede yüzde 10 indirim olacak.

*** Bugünden geçerli olmak üzere Tarkim A.Ş. 30 çeşit bitki koruma ürününde yüzde 10’a varan bir indirim olacak.

*** Yem Sanayicileri Birliği ile görüşme sonucu karma hayvan yemlerine yönelik yapılan çalışma ile piyasa fiyatlarının yaklaşık yüzde 10 altında çiftçilere kesif yem sağlanacak.  

*** Tarım Kredi Kooperatifleri olarak ithal ürünlerde yapılmış olan döviz cinsinden tüm sözleşmeler Türk Lirasına çevrildi.

*** Yılsonuna kadar da Bereket Sigorta, Tarım Kredi Kooperatiflerinin çiftçi ortaklarına yönelik olarak kasko, konut, işyeri, çiftlik ve diğer geleneksel tarım sigorta primlerine bugünden itibaren ilave yüzde 10 indirime uygulayacak.

*** İMECE Plastik Tarım Ürünleri A.Ş. sulama ürünlerinde yüzde 11 indirim yapacak.

*** TMO olarak piyasadaki perakende fiyatların yüzde 20-40 altında pirinç çeşitleri satılmaya devam edecek. Toptancılar veya son tüketiciler TMO’un satış noktalarından bu ürünleri alma imkanları olacak.

*** ESK’da üretilen 10 kalem üründe bugünden itibaren geçerli yüzde 10 indirim yapıldı.

*** Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) 14 kalem üründe bugünden geçerli olmak üzere yüzde 10 indirim yaptı.

*** Bakan Pakdemirli, tüm zincir mağazaların yöneticileriyle yapılan görüşmeler neticesinde 50 kadar üründe 2 ay boyunca yüzde 10 indirime gitme kararı alındığını söyledi.

Arz güvenliğini sağlamak ve enflasyonu engellemek için arpa ve buğdaya verilen 5 kuruşluk teşvikin 10 kuruşa çıkarıldığını hatırlatan Pakdemirli, bu alanda ekimlerin ve üretimin artmasını beklediklerini söyledi.

“TÜRKİYE’DE EKONOMİK KRİZ YOK”

Piyasaların regülasyonu konusunda önemli bir bilinç oluşturduklarını ifade eden Pakdemirli, “Fırsatçının, stokçunun elini vatandaşın cebine atmasına müsaade etmiyoruz ve bundan sonra da etmeyeceğiz” dedi.

Pakdemirli, “Türkiye’de bana göre ekonomik bir kriz yok, ekonomiyle ilgili bir manipülasyon var” yorumunda bulundu.

Pakdemirli, tarımla ilgili olarak çok önemli yabancı yatırımcılarla görüştüklerini söyledi. Pakdemirli, “Yurtdışı bizi çok iyi görüyor, bize güveniyor, bir sorun yok. Bizim yatırımcı çekmemiz lazım” diye konuştu.

KIRSALIN GERÇEKLERİ…

Şimdi gelelim yukarıda açıklanan karar ve atılan adımların kırsaldaki karşılığına

Çünkü bu politikaları kırsalın gerçekleriyle değerlendirmek gerekiyor.

Her ne kadar gübre, ilaç ve yem de yüzde 10-15’e varan indirimler açıklansa da söz konusu girdilerin son 1 yıldaki fiyat artışları bunun çok çok üzerinde.

Bunu biz değil ESK verileri söylüyor.

Yemde yüzde 10 indirimden bahsedilse de ESK verilerine göre son 1 yılda besi yemi fiyatı yüzde 50 artarken, süt yemi fiyatındaki artış yüzde 56 seviyesinde.

Gübre tarafında ise tablo daha da kötü.

Gübrede önce yüzde 15’e varan indirim, ardından yüzde 10 ek indirim açıklamasına karşın yine ESK verilerine göre DAP gübre fiyatındaki artış son 1 yılda yüzde 102’yi aşarken, ÜRE gübre tarafındaki yükseliş yüzde 100 seviyesinde.

Zirai ilaçta yüzde 10’a varan indirimden bahsediliyor ama yılbaşından bu yana zirai ilaç fiyatlarındaki artış çeşidine göre değişmekle birlikte yüzde 30-60 arasında seyrediyor.

“Enflasyonla Topyekün Mücadele Programı” açıklandıktan sonra bitkisel üretimden hayvancılığa kadar sektörün paydaşlarıyla bir dizi görüşme yaptık.

Hepsinin ortak görüşü, mevcut tabloda çiftçinin bugünkü maliyetlerini önemli derecede aşağı çekecek bir durum söz konusu değil.

Atılan kısıtlı adımlarla Türkiye’de bu şekilde tarımsal üretimin artmasının mümkün olmadığı görüşündeler.

Birçok üretici bu şartlarda büyümek bir yana, mevcudu koruma çabası içinde olduğunu söylüyor. Hatta aralarında küçülmeye gidenlerin sayısı hiç de az değil.

Maliyeti nasıl çıkartırız” çabası içinde olduklarını kaydeden üreticilerin şikayet ettiği nokta şu: “Tarımda ne girdileri alırken fiyatlarda söz sahibiyiz, ne de ürünümüzü satarken söz sahibiyiz. Aldığımız ürünlerin fiyatını satıcı, sattığımız ürünlerin fiyatını ise alıcı belirliyor. Arada sıkıştırılan hep çiftçi oluyor.”

Çiftliklerin boşalmaya başladığını, yavaş yavaş satılığa çıkarıldığını ve el değiştirdiğini hatırlatan üreticiler, çiftçinin borcunu döndüremediğini dile getiriyor.

Kesime giden hayvanlara dikkat çeken çiftçiler, büyükbaş tarafında kesimhanelerde ucuz olduğu için inek kesildiğini, danaların kesilmediğini belirtiyor. Yoğun şekilde anaç hayvanlar kesildiği için üreticilere kesim için 3-4 hafta sonrasına randevular verildiği gelen bilgiler arasında.  

Bu da önümüzdeki dönemde anaç hayvan materyali açısından çok ciddi bir sıkıntının temel işareti.

Hem süt ve süt ürünleri hem de kırmızı et tarafında bizi oldukça sıkıntılı bir süreç bekliyor.

Keza gübre, ilaç gibi girdilerdeki sınırlı indirimin yeni sezonda çiftçinin bitkisel üretimini de olumsuz etkileyeceği aşikar. Hububat başta olmak üzere pek çok ürünün üretiminde, verim ve kalitesinde kayıp yaşanacaktır.

Bu da hem bitkisel hem de hayvansal ürünlerde yüksek gıda enflasyonu sarmalı yaratacaktır.

Konuştuğumuz bazı üreticiler bize şu cümleyi kuruyor: “Para kazanma derdinde değiliz, ayakta kalma mücadelesi veriyoruz.”

Kısacası kırsaldaki gerçeklerle Ankara ve İstanbul’un algısı arasında önemli farklar olduğu belli.

Atılan adımların iyi niyetli olduğundan şüphe yok ama mevcut şartlarda çok fazla işe yarayacağını söylemek gerçekçi olmaz.

Umarız yanılırız…

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com