Advertisement

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de kenevir üretimine yönelik bir açıklama yaptı.

Ne dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan?

Türkiye’nin ithal kenevir ile üretim gerçekleştirdiğini hatırlattı ve ekledi: “Biz şimdi keneviri dışarıdan ithal ediyoruz. Burada kenevire dayalı yapılması gereken bazı şeyler varsa o ithal ürünlerle yapıyoruz. Ama şimdi yeniden bu alanda inşallah Tarım Bakanlığımız bir çalışmanın içerisine giriyor ve bu adımları atacağız. Yeniden bunu üreteceğiz."

Hemen ardından Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de kenevir üretimini artırmak üzere çalışma yapacaklarını açıkladı.

Bakanlık olarak şu an 19 ilde kenevir üretimine izin verdiklerini ve ticari faaliyetin arz ve talebine göre lokasyonları büyüteceklerini belirten Pakdemirli, Samsun Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü, On Dokuz Mayıs Üniversitesi ve TÜBİTAK işbirliğiyle araştırma projesi yürütüldüğünü hatırlattı. 

Pakdemirli, "Önümüzdeki dönemde ekolojik olarak kenevir üretiminin yapılacağı yeni yerlere izin vereceğiz. Bu konuda arkadaşlar çalışıyor. Araştırma projemizin çıktılarını da hem üreticilerimiz hem sektörümüz hem de tüm paydaşlarla paylaşacağız" dedi.

Bu açıklamaların ardından gözler Türkiye’de kenevir üretimine ve farklı alanlarda kullanılan kenevirin önemine çevrildi.

Kenevir denilince her ne kadar akla ilk olarak ‘esrar’ gelse de aslında bu lif bitkisinin kullanım alanı oldukça geniş ve stratejik önemde. 

Gelin isterseniz Türkiye’de kenevir üretiminin durumunu, sektörler arası ekonomik önemini ve tabii ki bu alandaki çalışmalara bir göz atalım. 

Anadolu’nun en eski bitkileri arasında yer alan kenevir, tekstilden ilaç sanayiine, gıdadan enerji ve petrokimyaya kadar 50 bin farklı ürün yelpazesiyle kullanım alanı çok geniş olan bir hammadde niteliğinde. 

Bilim insanları kenevir tarımından birim başına elde edilen gelirin birçok tarım ürününe göre çok daha kârlı olduğu görüşünde hemfikir.

Türkiye’de 1960’lı yıllarda 140 bin dekar alanda kenevir tarımı yapılırken, sonrasındaki yıllarda üretimi sistematik olarak azaltılmış ve 1990’larda 30 bin dekara kadar gerilemiş.

2014 yılında kenevir üretim alanı 10 dekara kadar düşmüş. Yanlış okumadınız sadece 10 dekar…

Şaka gibi değil mi?

2016 yılında 19 ilde yetiştirilmesi kontrollü olarak serbest bırakılan sanayi keneviri bitkisi TÜİK’in verilerine göre 2017’de yaklaşık 46 dekarda üretildi.

2018 sonu itibariyle ekim alanının yaklaşık 200 dekara ulaştığı kaydediliyor ama 140 bin dekarlık üretimden sonra 200 dekar devede kulak bile değil.

İstanbul Aydın Üniversitesi'nde 19 Ocak 2019 cumartesi günü ASAM Kendir Enstitüsü ve İstanbul Aydın Üniversitesi ortaklığıyla 2’nci Endüstriyel Kenevir Forumu gerçekleştirilecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kenevir üretimine dair açıklamalarının ardından, forumun ilkine göre ikincisine katılım ve ilginin daha fazla olacağı aşikâr. 

Kağıt, biyo-yakıt, biyo-polimer, tekstil, otomotiv, inşaat gibi pek çok lokomotif sektörde verimli bir üretim yelpazesi olan kenevir, o yüzden stratejik değerde kabul ediliyor.

Yukarıda bahsettiğimiz konuyu somutlaştırmak adına bize gelen forum davetinde yer alan kenevir ile ilgili dikkat çekici bilgileri de sizlerle paylaşalım:

*** Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretiyor.

*** Bir dönümlük kenevirden, 4 dönüm ağaca eş kağıt üretilebiliyor.

*** Kenevir tam 8 kez kağıda dönüştürülebilirken, ağaç 3 kez kağıda dönüştürebiliyor.

*** Kenevir 4 ayda yetişirken, bir ağaç ise 20-50 yılda yetişiyor.

*** Kenevir, gerçek bir radyasyon temizleyicisi olarak biliniyor.

*** Kenevir dünyanın her yerinde yetiştirilebiliyor ve çok az suya ihtiyaç duyuyor. Ayrıca kendisini böceklerden koruyabildiği için tarım ilacına da ihtiyaç duymuyor.

*** Kenevir ile yapılan tekstil ürünleri yaygınlaşırsa, tarım ilacı sektörünün tamamen ortadan kalkabileceği savunuluyor.

*** İlk kot pantolon kenevirden yapılmış; hatta “kanvas” kelimesinin kenevir ürünlerine verilen isim olduğu belirtiliyor. Kenevir ayrıca ip, halat, çanta, ayakkabı, şapka yapımı için de ideal bir bitki olarak öne çıkıyor.

*** Kenevirden yapılan ilaçlar, AİDS ve kanser tedavisinde kemoterapi ve radyasyon etkisini azaltma; romatizma, kalp, sara, astım, mide, uykusuzluk, psikoloji, omurga rahatsızlıkları gibi en az 250 hastalıkta mücadelede kullanılabiliyor.

*** Kenevir tohumunun protein değeri çok yüksek ve içindeki Omega3-6-9 yağ asitleri de doğada başka hiçbir yerde bulunmuyor.

*** Kenevirin üretimi soyadan bile daha ucuza geliyor.

*** Kenevirle beslenen hayvanlar, hormon takviyesine ihtiyaç duymuyor.

*** Tek kullanımlık biyo-plastik ürünlerin tamamı, kenevirden üretilebiliyor ve Biyo-polimer kenevir plastiğinin doğaya dönüşmesinin oldukça kolay olduğu kaydediliyor.

*** Bir arabanın gövdesinin kompozit olarak kenevirden yapılması halinde dayanıklılığının çelikten tam 10 kat fazla olacağı kaydediliyor. Ve daha hafif olacağı belirtiliyor.

*** Binaların yalıtımı için kullanılabilen kenevir hammaddesinin yangına dayanıklı, ucuz ve esnek bir inşaat malzemesi olduğu dile getiriliyor.

*** Kenevirle yapılan sabun ve kozmetik ürünlerin suyu kirletmediği ve cilt bakımı için ideal olduğu savunuluyor.

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selim Aytaç, kenevir üzerine yıllardır önemli çalışmalar yürütüyor.

2013 yılında Türkiye’de kenevir üretiminin iyice azalması üzerine harekete geçen Doç. Dr. Aytaç, TÜBİTAK tarafından da desteklenen esrar miktarı azaltılmış kenevir ıslah projesini hayata geçirmiş.

Yaklaşık beş yıllık çalışmalardan seleksiyon yöntemiyle elde edilen genotiplerin iki tanesinin tescili için Tarım Bakanlığına başvuracaklarını kaydeden Doç. Dr. Aytaç Türkiye’de kenevir tarımının yaygınlaştırılmasını hedefliyor.

Kenevirin sadece lif ve yağ bitkisi olmakla kalmadığını ifade eden Doç. Dr. Aytaç, kenevirin geniş kullanım alanına sahip olduğunu şu örneklerle açıklıyor: “Kenevirin saplarından her türlü izolasyon malzemesi yapılabilir. Kenevir elyafından polyester yapılabilir. Kenevirin tohumlarından çeşitli gıdalar yapılabilir. Kenevirin son 10 yılda ilaç yapımında kullanılmasında ciddi çalışmalar yapılmakta. Özellikle kanserle ilgili birçok çalışma var. Belki önümüzdeki 10 yılda bir takım kanser ilaçlarında kenevirden elde edilen kanominoitler bu konuda ön plana çıkacaktır. Esrarı azaltılmış ya da yok edilmiş endüstriyel kenevirlerden hayvan yemi yapılabilecek. Endüstriyel kenevirlerin üst kısımları Avrupa’da hayvan yemi olarak kullanılmaktadır.”

Sonuç olarak konu oldukça kapsamlı ve alınan karar sektör adına kritik önemde.

Ama daha da önemlisi bu kararların somut politikalara dönüştürülmesi ve çıktılarının hem çiftçiye hem de ülke ekonomisine hak ettiği şekilde yansıtılması.

Örneğin işin en başına dönersek Türkiye’de kenevir yetiştiriciliğinin yaygınlaşması ve ekim alanlarının artırılması için tohuma ihtiyacımız var ama tohumluk üretiminde maalesef yeterli durumda değiliz.

Halen yurt içinde tescil edilmiş kenevir olmadığı için yerel popülasyonlardan çeşit geliştirme çalışmaları hızlandırılmalı.

Üretimden sonra hep unuttuğumuz bir diğer safha ise işleme.

Kenevirin katma değerini artıracak altyapı ve tesis yatırımları da bu işin olmazsa olmazı.

Seçim öncesi heyecan yaratan bu açıklamalara dair somut gelişmelere umarız seçim sonrasında şahit oluruz.

Bekleyip göreceğiz.

İrfan Donat 

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com