Advertisement

Gıda enflasyonu, tüm dünyada artık iyiden iyiye hissedilmeye başlandı ve artık pek çok ülkede en önemli ekonomik sorunların başında geliyor.

Bunu, “Mesele sadece bizim değil tüm dünyanın meselesi” diyerek, yıllardır gıda enflasyonu ile boğuşan Türkiye açısından kendimizi avutmak için söylemiyoruz.

Sorunun çok daha ciddi bir hal aldığını ve tarım emtiası açısından küresel arz-talep-stok dengesinden fiyat hareketlerine kadar kırılgan bir sürecin yaşandığının altını çizerek, artan risklere dikkat çekmek için söylüyoruz.

Önceki gün Bloomberg’de yer alan bir haber analiz de tam bu noktaya dikkat çekiyor.

Gıda, 1970’lerden bu yana en pahalı dönemini yaşarken, dünyanın dört bir yanında hükümetleri de zor duruma sokuyor.

Türkiye gibi ülkelerde mesele “buğday” iken, bazı ülkeler için “pirinç” hayati önemde, kimi ülkeler için ise kuru soğan ya da kuru fasulye… Her ülkenin mutfağında ağırlığı olan farklı gıda ürünleri var ve o ürünlerdeki yukarı yönlü fiyat hareketleri geçmişteki birçok örnekten yola çıkarak sosyo-ekonomik ve politik açıdan tahmin edilenden çok daha büyük etkiler yaratabiliyor.

Bloomberg’den Agnieszka de Sousa ve Jeremy Diamond da bu risklerin altını çizerken, ülkeler bazında yaşanan gelişmeleri ve alınan bazı kararları paylaşıyor.

Haberdeki detaylar ilgimizi çektiği için sizlerde de paylaşmak istedik.

Hatırlayacağınız üzere FAO’nun küresel gıda fiyat endeksi Ağustos itibariyle son 1 yılda yüzde 33 arttı.

FAO verilerine göre, enflasyona göre düzeltilmiş ve yıllıklandırılmış maliyetler hali hazırda yaklaşık 60 yılın en yüksek seviyelerine ulaşmış durumda.

Olumsuz iklim koşulları, lojistik tarafında yaşanan aksaklık ve sıkıntılar, enerji dahil girdi maliyetlerindeki artış, işgücü tarafındaki sorunlar ve küresel ticaret dengelerindeki bozulma dahil pek çok etken, meseleyi küresel bir boyuta taşıdı.

İşte böyle bir ortamda her ülke gıda fiyatlarını kontrol edebilmek ve sert yükselişleri frenlemek adına kendince hamleler yapmaya başladı.

Türkiye’den Hindistan’a, Tunus’tan Romanya’ya ABD’den Rusya’ya kadar pek çok ülke kendi iç dinamiklerine göre farklı yöntemler deniyor.

Vergi indirimi yapan da var, etiket fiyatlarını düşürmeye yönelik denetimleri sıklaştıran da…

İthalata ağırlık verip ticaret kurallarını değiştiren de var, halkına sosyal-ekonomik yardımları artıran da…

Gelin, kısaca hangi ülkede neler oluyor, birlikte göz atalım.

ROMANYA

Enflasyonda son 8 yılın en hızlı artışını gören Romanya’da gıda enflasyonu da çift hanelerde geziniyor. Ülkede gıda fiyatlarının, artan enerji maliyetleri ve daha yüksek ithalat fiyatları nedeniyle önümüzdeki aylarda yüzde 10-12 oranında artması öngörülüyor. Bu öngörünün sahibi ise ülkedeki Gıda Endüstrisi Sendikaları Ulusal Federasyonu.

Romanya’da gıda enflasyonun özellikle hayvansal ürünlerde daha fazla hissedilmesi olası. Zira Romanya, ihtiyacı olan sütün yaklaşık yüzde 25'ini, domuz ve sığır etinin yaklaşık 70'ini ithal ediyor.

Romanya Hükümeti, maliyetleri düşürmek ve ticaret açığını daraltmak için ithal işlenmiş ürünlere bağımlılığı azaltarak yerli üretimi artırmak istiyor.

Romanya Tarım Bakanlığı, ülkede tarımsal depolama ve işleme yatırımları için 760 milyon euroluk bir kaynak ayrıldığını açıklıyor. Romanya Hükümeti, önümüzdeki günlerde yatırımcıların söz konusu kaynaktan 2 yıl içerisinde yararlanmaları için uygun projeler açıklamaya hazırlanıyor.

Romanya Tarım Bakanı Adrian Oros’un şu sözü ise yerli üretim kadar katma değerli üretimin de ne kadar kıymetli olduğunu özetler nitelikte: “En büyük hububat ihracatçılarından biriyiz ama yine de dondurulmuş ekmek ürünleri ithal ediyoruz.”

ABD

Pandemi, ekonomiyi vurdukça ve halkın gelirleri düştükçe bundan gelişmiş ve zengin ülkeler de nasibini alıyor.Dünyanın en büyük ekonomisi konumundaki ABD’de 30 Ağustos’ta tamamlanan bir anket, ABD’lilerin yüzde 8,6’sının önceki haftalara göre bazen veya sıklıkla yeterince yemek yiyemediğini ortaya koyuyor.

Washington Yönetimi, pandemide yara alan ekonomisi tam toparlanırken şimdi de artan tüketici fiyatlarından endişeli. Joe Biden yönetimi, düşük ve orta gelirli Amerikalılara devlet yardımını artırıyor ve bu daha çok gıda bankacılığı üzerinden gerçekleştiriliyor. Ama bir taraftan salgında fırsatçıların hem tüketicileri hem de üreticileri sıkıştırdığı yönünde eleştiriler ortaya çıkarken, öte yandan devlet sübvansiyonlarının yeterli olmadığı yönünde eleştiriler var.

HİNDİSTAN

Yetersiz beslenen en büyük nüfuslardan birine sahip olan Hindistan, tarım ve ticarete yeniden şekil verirken, aynı zamanda daha fazla gıda yardım politikalarına yöneliyor. Başbakan Narendra Modi hükümeti, 20,4 milyon ton ücretsiz pirinç ve buğday dağıtırken, potansiyel olarak 800 milyondan fazla kişiye ulaşmak için tahıl sübvansiyonlarına ekstra 9.1 milyar dolar harcıyor.

Hindistan ayrıca küresel tarım emtia fiyatlarındaki ani artışlara karşı hamle olarak palm yağı, soya fasulyesi ve ayçiçek yağı ile mercimek ithalatında gümrük vergilerini düşürdü.

SURİYE

Azalan döviz rezervleri de bazı ülkelerin tarım ve gıda ürünleri ithal etme kabiliyetini ya sınırladı ya da engelledi.

Buğday rekoltesi düşen Suriye’de halkın ekmeğe erişim krizi çıkınca buğday ithalatını güvence altına almak adına Suriye Ekonomi ve Dış Ticaret Bakanlığı’ndan Ağustos ortasında bir hamle geldi.

Azalan döviz rezervlerini korumak için ticari rasyonalizasyon planının bir parçası olarak 20'den fazla ürün ithalatına altı aylık bir yasak getiren Suriye’nin kısıtlama listesinde peynirden kaju fıstığına, kuru üzüm ve cevizden metal boru, klima, seramik ve cep telefonuna kadar farklı ürün çeşitleri yer alıyor.

Özetle Suriye’nin ithalat yasağı, gıda güvencesi endişelerini yansıtıyor.

ARJANTİN & BOLİVYA & KAZAKİSTAN

Arjantin ve Bolivya, yulaf, çavdar ve yem ihracatını yasaklayan ve yemlik buğday için kotalar ekleyen kuraklığın vurduğu Kazakistan gibi fiyatları kontrol altında tutmak için sığır eti ihracatına kısıtlama getirdi.

Dünyanın en büyük beşinci sığır eti ihracatçısı konumundaki Arjantin, artan yerel gıda fiyatlarını kontrol altına almak için sığır eti ihracatına getirilen yasağı Ekim ayının sonuna kadar uzattı.

RUSYA

Dünyanın en büyük tahıl ihracatçısı konumundaki Rusya da gıda enflasyonundan nasibini alan bir başka ülke. Yerel buğday fiyatları, Rus çiftçi ve tüccarlar satmak konusunda isteksiz olduklarından, Ağustos ayında tipik olarak yılın bu zamanında görülmeyen seviyelere sıçradı.

İçeride gıda fiyatlarını kontrol altına almak adına buğday, arpa, mısır gibi ürünlerin ihracatına yönelik vergileri düzenleyen ve haftalık bazda değiştiren Rusya’nın aldığı önlemler gıda enflasyonunu düşürmeye pek de yardımcı olmadı ve beş yılın zirvesi görüldü.

Ülkeler bazında örnekleri çoğaltmak mümkün…

Brezilya, Meksika, Kolombiya ve Peru gibi diğer ülkelerde de durum çok farklı değil.

Brezilya'nın enflasyonu Ağustos ayında yüksek gıda ve enerji fiyatları nedeniyle yükseldi. Kuraklık başta olmak üzere olumsuz iklim koşullarının vurduğu Brezilya, tüketici fiyatlarında son yirmi yılın en büyük sıçramasını gerçekleştirdi.

The Guardian'ın önceki günkü haberinde de İngiltere'de gıda fiyatlarındaki artışla birlilkte rekor seviyeye ulaşan Ağustos enflasyonu haberi vardı.

Cezayir’de buğday kıtlığı nedeniyle bir meydan okuma eylemiyle bazı fırıncılar sübvansiyonlu ekmek fiyatlarını artırırken, bazıları da ekmeğin gramajını düşürdü.

EN ÇOK DAR GELİRLİ KESİMLER ETKİLENİYOR
Tahmin edeceğiniz üzere bu sorun, gıda maliyetinin hanehalkı harcamalarının daha büyük bir bölümünü oluşturduğu gelişmekte olan ekonomilerde ve krizden etkilenen ülkelerde daha akut.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Peterson Institute for International Economics’in kıdemli uzmanı Cullen Hendrix, “Hükümetler daha düşük tüketici fiyatlarına destek amacıyla bir süreliğine müdahale ve taahhütte bulunabilir. Ancak bunu sonsuza dek yapamazlar” diyor.

İngiltere’de Warwick Üniversitesi’nin küresel sürdürülebilir kalkınma dalında kıdemli öğretim üyesi Alastair Smith, “Şimdi gıda maliyetlerini karşılayabilmek, Orta Doğu’da 2011 yılında meydana gelen ve Tunus, Libya ve Mısır liderlerinin devrilmesine yol açan protestolar sırasındakinden daha zor” dedi ve gıdanın bugün modern yazılı tarihin büyük bölümüne kıyasla daha pahalı olduğunu sözlerine ekliyor.

Özetle, gıda enflasyonu meselesi küresel manada bir süre daha bizimle olacak. Ve kronik sorunlarını bir türlü çözemeyen, gerekli olan yapısal reformlara karşı ayak direten ve palyatif önlemlerle günü kurtarmaya çalışan Türkiye gibi ülkeler bu durumdan çok daha fazla olumsuz etkilenecek.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com