Advertisement

Başlığı okur okumaz hemen heyecanlanmayın lütfen...

Mevzu Türkiye’de geçmiyor maalesef.

ABD Başkanı Joe Biden, önceki gün çiftçi ve çiftçi temsilcileriyle online olarak gerçekleştirilen bir toplantıya katıldı.

Toplantının gerçekleşme sebebi, pek çok ülkede olduğu gibi enflasyonun üretici ve tüketici üzerinde yarattığı baskı…

Toplantının ana konu ise et endüstrisinde yaşanan son gelişmeler üzerineydi.

Beyaz Saray yönetimi, raflarda yükselen maliyetlere karşı tüketicileri korumaya çalışırken, üretici satış fiyatlarının düşük kalmasından şikâyetçi olan hayvancılık sektörünün de kâr ederek üretimini sürdürebilmesi adına bir formül üzerinde çalışıyordu.

Zira, ABD’nin Kasım ayı enflasyonunda gıda fiyatlarındaki artışı tetikleyen ve en büyük katkıyı sağlayan ürünlerin başında et geliyor. Sığır eti, domuz eti ve kümes hayvanı fiyatlarındaki artışların, genel artışın dörtte birini oluşturduğu belirtiliyor.

Biden Yönetiminin çözmeye çalıştığı sorun çok tanıdık geldi değil mi?

Gayet normal…

Zira Türkiye’de tarımın kronik sorunu olan girdi maliyetlerindeki yükseliş, aracılar, oligopol yapılaşma ve tüketicinin mutfağındaki yangın bu aralar pek çok ülkenin gündeminde.

Tek fark, ABD gibi bazı ülkelerin bu konuda proaktif bir politika izleyerek sorunu daha da büyümeden çözme eğiliminde olması…

Peki nasıl bir çözümden bahsediyoruz?

Biden yönetimi önceki gün, rekabeti artırmak ve tüketiciler için maliyetleri azaltmak amacıyla sığır, domuz ve tavuk eti üreticileri ile et kesim ve işleme şirketlerini desteklemek için 1 milyar dolarlık ek bir paket açıkladı.

Ancak bu paketten yararlanacak olan kesim özellikle küçük ölçekli işletme ve üreticiler...

Çünkü bir çok ülkede olduğu gibi sektörlerdeki oligopol yapılaşma ABD’de de küçük ve orta ölçekli işletme ve üreticiler üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor.

Hatta bu konuyla ilgili olarak Biden toplantıda şu ifadeleri kullandı: "Pek çok sektörde, bir avuç dev şirket piyasaya hâkim durumda. Ve genellikle bu şirketler güçlerini daha küçük rakiplerini sıkıştırmak ve yeni girişimcileri boğmak için kullanırlar. Bu da ekonomimizi daha az dinamik hale getirir. Aynı zamanda bu yapı, fiyatları yükseltme, tüketiciler için seçenekleri azaltma veya işçileri sömürme noktasında kendisine serbest alan yaratır. Bu açıdan et endüstrisi tam bir ders kitabı niteliğinde.”

İşte bu konjonktürde Beyaz Saray Yönetiminin planı, çiftçiyi sübvansiyonlarla desteklerken, kapasiteyi artıran bağımsız et kesim-işleme tesislerine ve şirketlerine de finansman, işçi eğitimi ve teknik yardım sağlamayı hedefliyor.

Toplantıya katılan Oklahoma Çiftçiler Birliği Başkanı Scott Blubaugh, yerel işletmelerin desteklenerek daha fazla et kesim ve işleme kapasitesine sahip olmasının perakende gıda fiyatlarını daha makul ve sürdürülebilir kılacağını savundu.

Blubaugh’un Biden ile paylaştığı şu tespiti dikkat çekici: "Uzun zamandır, çok uluslu et kesim ve işleme şirketlerinin Amerika'nın kırsalındaki tüm zenginlikleri emdiğini ve bu kazançlarını kurumsal kasalarına ve hatta bazı durumlarda denizaşırı ülkelerdeki hesaplarına geçirdiğini gördük. Daha geniş bir üretim tabanı oluşturmak, kırsal toplulukları yoksulluktan kurtarmaya yardımcı olacaktır. Büyük bir sorunla karşı karşıyayız, kırsal Amerika'da bir yoksulluk sorunumuz var."

Aslına bakarsanız Blubaugh’un iddialarının üzerine National Beef ve Seaboard Foods'un sahibi olan Tyson, JBS, Marfrig gibi halka açık şirketlerden alınan verilere bakınca tablo daha net ortaya çıkıyor.

Beyaz Saray Yönetimi tarafından gündeme getirilen söz konusu veriler, oligopol yapı ile suçlanan şirketlerin brüt kârlarının pandemi öncesinden bu yana toplu olarak yüzde 120'den fazla arttığını ve net gelirlerinin yüzde 500 yükseldiğini ortaya koyuyor.

Şirketlerin, fiyatların daha yüksek işçilik, ulaşım ve hayvancılık maliyetlerini dengelemek için yükseldiği yönündeki savunması Beyaz Saray Yönetimini pek ikna etmiş gibi gözükmüyor.

Toplantıda söz alan Iowa Çiftlik Bürosu Başkanı Brent Johnson ise “Öngörülemeyen zorluklara daha iyi dayanabilen ve çiftçilere ürünleri için dürüst bir fiyat ödenmesini sağlayan daha istikrarlı, esnek bir gıda tedarik zinciri için çalışmalıyız” çağrısında bulundu.

Sektörün paydaşlarını dinleyen Biden ise hayvanlarını satan üreticilere fiyatlandırma hakkında daha fazla bilgi vermek, tüketici etiketleme sorunlarını ele almak ve et kesim/işleme/paketleme şirketlerinin suiistimalleriyle mücadele etmek için tasarlanmış bir yasayı güçlendirmek istediğini söyledi.

Bu arada toplantıya ABD Başsavcısı Merrick Garland de katıldı.

Garland, et pazarlarındaki haksız, aldatıcı ve rekabete aykırı uygulamaları ele alan 1921 tarihli “Paketleyiciler ve Stok Sahaları Yasası” dâhil olmak üzere rekabet yasalarının olası ihlallerinin araştırılmasına yönelik talepleri almak için Adalet ve Tarım bakanlıklarının 30 gün içinde bir portal açacağını söyledi.

Aracılar sorunu Beyaz Saray yönetiminin de gündeminde…

Toplantı sonrası paylaşılan tespitlerdeki şu ifadeler o yüzden önemli: “Baskın konumdaki aracılar tedarik zincirinin büyük bir bölümünü tek başına kontrol ettiğinde, hem daha az kazanan çiftçilerin hem de daha fazla ödeyen tüketicilerin olduğu bir ortamda kendi kârlarını artırabilirler. Yalnızca bir avuç şirkete aşırı güvenmemiz, gıda sistemimizde dalgalanan bu darboğazlardaki herhangi bir kesintiyle birlikte hepimizi savunmasız bırakıyor.”

Beyaz Saray Yönetimi, 1 milyar dolarlık ek destek paketinin detaylarını da kalem kalem açıkladı.

Pakette, işletmelerin kapasite artırımı, soğuk hava deposu ve özel ekipman yatırımı için kredi desteği, girdi tedariğinde sübvansiyonlar ve finansal destekler ile teknik ve eğitim desteği dahil pek çok kalem bulunuyor.

Burada çok fazla ayrıntıya girip sizleri meselenin odak noktasından uzaklaştırmayalım.

Özetle, Biden Yönetimi, tüketiciyi korumanın yolunun üreticiyi korumaktan geçtiğinin farkında.

Özellikle aile çiftçiliği ile küçük ve orta ölçekli işletmelerin tarım ve gıda piyasasının istikrarı açısından ne kadar stratejik olduğunun bilincinde.

Gördüğümüz kadarıyla ABD tarımında sürdürülebilir ve rekabetçi üretim, bu farkındalık ve bilinç sayesinde devam ediyor.

ABD Başkanı Joe Biden’ın aracısız şekilde, direkt yüz yüze çiftçiler ve sektör paydaşları ile bir araya gelip sorunları birinci ağızdan dinlemesi ve somut çözümler ortaya koyması açıkçası dikkatimizi çekti.

Sizlerle de paylaşalım istedik.

NOT: Bu arada merak edenler için toplantıya yazıda ismi geçenler dışında ABD Tarım Bakanı Tom Vilsack, Ulusal Ekonomik Konsey Direktörü Brian Deese, Iowa Çiftlik Bürosu Federasyonu Başkanı Brent Johnson, Kuzey Amerika Et Enstitüsü sözcüsü Sarah Little, Sığır Islah Birliği Yöneticisi Chad Tentinger gibi isimler katıldı.

İrfan Donat – Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com