Advertisement

Döviz kurlarının artmasına yönelik olarak birçok neden sıralayabiliriz. Yüksek cari işlemler açığının yarattığı döviz talebi, döviz arzının yetersiz olduğu dönemlerde kurların artmasına neden olabilir. Bizden ya da dışardan kaynaklanan nedenlerle Türkiye piyasasına daha önce girmiş yabancı yatırımların çıkması döviz talebini artırır, kurlar üzerinde yukarı yönde baskı oluşturabilir. Türkiye'de yerleşik ekonomik birimlerin yatırımlarını dövize kaydırmaları
da kurları artırır.
Nedeni ne olursa olsun, döviz talebinin artmasının yansıması TL talebinin göreli olarak düşmesidir. Döviz alabilmek için TL bulmak gerekir. Bulunan TL'den çıkmaya çalışılır. Ekonomik birimler TL bulabildikçe döviz alabilme kabiliyetine kavuşurlar. Dolayısıyla, döviz kurlarının rahatsız edici boyutlarda çıkması bir kriz ise, bu, "döviz krizi" olduğu kadar "TL krizi" olarak da tanımlanabilir.

GÖRELİ ARZ VE TALEP DENGESİ
Döviz kurlarının rahatsız edici boyutlarda artmasını önlemenin tek yolu TL talebinin güçlendirilmesidir. Kısa dönemde TL varlıklarının göreli olarak daha yüksek getiri elde etmesi, döviz-TL arasında beklenen getiri farkını değiştireceğinden, döviz talebini düşürücü etki yapacaktır.
Böyle dönemlerde TL'nin getirisinin yükselmesi ancak TL arzının kısılmasıyla mümkün olabilir. Merkez Bankası'na görev düşer. Merkez Bankası'nın kurların artmasını engellemek için piyasaya döviz satması bir yandan döviz arzını artırır, ama diğer yandan TL arzını da kısar. Çünkü, Merkez Bankası döviz satarak karşılığında piyasadan TL çekmektedir.
TL arzı ile oynamak yalnızca döviz satarak olmaz. Piyasadan milyarlarca TL alacaklı olan Merkez Bankası'nın piyasaya verdiği borcu kısmasıyla da TL arzı kısıtlanabilir. Bunun da sonucu yine kısa vadeli TL faizlerinin artmasıdır. Şartlar değişmediği takdirde, kısa vadeli TL faizini artırmayan hiçbir politika döviz kurlarının artmasıyla mücadele edemez.
Bu anlatımlardan şu sonuçlara varmak mümkün:
1. "Döviz kurunun artması sorunu" aynı zamanda göreli olarak bir "TL arzı fazlası" sorunudur.
2. Döviz kurunun artmasını engellemeye yönelik olarak TL arzının kısılması kaçınılmaz olarak kısa vadeli TL faizlerinin artmasını gerektirir.

TL BOL
Farklı nedenlere dayanarak (örneğin, ekonomik büyümeye destek vermek için) TL arzının artırılması (genişleyici para politikası), beklentiler bozulduğunda, döviz-TL talebi arasındaki dengenin bozulmasıyla ya da bir başka açıdan TL arzının TL'nin göreli talebine göre daha fazla olmasıyla kurlar üzerine baskı yapar. Bir anlamda son dönemde yaşanan da budur.
Grafikte, 2010 yılının başından bu yılın eylül ayına kadar Merkez Bankası'nın aylık bilançosundaki döviz kalemlerinin çıkarılmasıyla bulunan toplam TL varlıklarının yıllık yüzde değişmeleri ile aylık ortalama sepet kurun (yarım dolar yarım Euro kuru toplamı) yıllık yüzde değişmeleri veriliyor. Merkez Bankası'nın TL bilançosundaki hareketlerle döviz kurundaki hareketlerin paralelliği ilginç.
Grafik elbette Merkez Bankası'nın TL bilançosundaki büyüme sonucunda kurların arttığı gibi bir savı kanıtlamıyor. Ama, TL bilançosunun artıyor olması, başka nedenlerle artan döviz talebinin ya da düşen TL talebinin kurların artması için uygun bir ortam yarattığını gösteriyor.