Advertisement

Dünya ekonomilerini sınıflara ayırmak eskiden beri modadır. Eskiden ülkeler "gelişmişler ve geri kalmışlar" diye sınıflandırılırdı. Şimdi, daha popüler sınıflama "gelişmişler" ve "gelişmekte olanlar" diye yapılıyor. Gelişmişin ve gelişmekte olan ekonomilerin tam bir tanımı yok. Ama, bazı özellikler sıralanabilir.
Gelişmişlerde kişi başına milli gelir 20 bin doların üzerinde. Ekonomide göreli oynaklıklar az. Gelişmekte olanlar ise 20 bin doların altındaki kişi başına milli gelirleriyle ekonomideki oynaklıkları fazla olanlar. Daha açıkçası, Kuzey Amerika, Avrupa'nın batısı ve kuzeyi ile Japonya gelişmiş ekonomiler olurken, geri kalanların çoğu gelişmekte olan ülkeler diye sınıflandırılıyor. Afrika'nın ortasında kalan ülkeler de en fakirler.
Devir değişiyor. Özellikle 2000 yılının başından bu yana, gelişmekte olan ekonomiler çok hızlı bir değişim sürecine girdiler. Birçok açıdan gelişmiş ekonomilerden daha iyi performans gösteriyorlar. Küresel kriz ile beraber bu sürecin daha da hızlanması küçük bir olasılık değil. Bundan 10-15 yıl sonra gelişmişler ve gelişmekte olanlar ayrımının giderek daha az belirgin olması çok büyük bir olasılık.

KARŞILAŞTIRMALAR
Türkiye Bankalar Birliği Genel Sekreteri dostum Ekrem Keskin'in hazırladığı bir sunumunda, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin göreli performansı çok açık bir biçimde ortaya konuyor. Lafı fazla uzatmadan ana başlıkları şöyle özetleyebiliriz:
1) Kişi başına gelir farkı azalıyor. 1990 yılında gelişmişler, gelişmekte olanlara göre 10 kat daha fazla kişi başına gelire sahipti. Bu oran 2011 yılında 6'ya düştü. 2017 yılında 5'e düşeceği tahmin ediliyor.
2) Gelişmekte olan ekonomiler dünya ekonomisinde daha fazla pay almaya başladılar. Payları 2001 yılında yüzde 42 idi. 2011 yılında yüzde 48'e yükseldi. İhracattaki payları 2001 yılında yüzde 20 idi, 2011 yılında yüzde 37 oldu.
3) Gelişmekte olan ekonomiler daha hızlı büyüyor. Tüm gelişmiş ekonomiler 2009 yılında küçülürken, gelişmekte olanlar ortalama yüzde 3 büyüdüler. 2009'dan bu yana gelişmekte olanlar, gelişmişlere göre, yüzde 3 puandan fazla daha hızlı büyüyorlar.
4) Gelişmişler ile gelişmekte olanlar arasındaki enflasyon farkı kapanıyor. 1994-2003 yılı arasındaki dönemde fark yüzde 20 puana yakındı. 2011 yılında 5'e indi.
5) Gelişmekte olan ekonomilerde tasarruf oranı daha yüksek ve artıyor. 19901997 arası dönemde tasarruf oranı gelişmişlerde yüzde 22, gelişmekte olanlarda yüzde 24 civarındaydı. 2011 yılında ise bu oran gelişmişlerde yüzde 18 civarına gerilerken gelişmekte olanlarda yüzde 34'e fırladı.
6) Yatırım oranında da benzer bir eğilim söz konusu. 1990-1997 yılları arasında ortalama yatırım oranı gelişmiş ekonomilerde yüzde 23, gelişmekte olanlarda yüzde 26 civarındaydı. 2011 yılında yatırım oranı gelişmişlerde yüzde 20'nin altına gerilerken gelişmekte olan ekonomilerde yüzde 33 civarına geldi.
7) Gelişmekte olan ülkelerde bütçe açıkları göreli olarak gelişmişlere göre çok daha az. Kamu borç stoku/milli gelir oranı 2011 yılı itibarıyla gelişmiş ekonomilerde yüzde 100'ün üzerindeyken, gelişmekte olanlarda yüzde 30'un altında. Eğilim kamu borç stoku/milli gelir oranı gelişmekte olan ekonomilerde düşme, gelişmişlerde ise yükselme yönünde.
Son 20 yıldaki gelişmeler rakamlarla ifade edildiğinde çok çarpıcı oluyor. Makro ekonomik açıdan gelişmekte olan ekonomiler çok daha sağlam bir zeminde yürüyorlar. Önümüzdeki dönemde ortalama büyümeleri gelişmişlerin çok daha üzerinde olmaya aday. Gelişmekte olan ülkelerin gelişmişlerden eksiklikleri ekonominin dışındaki alanlarda.