Advertisement
Yıllık yüzde 10'lara varan reel ekonomik büyümesiyle Çin ekonomisi her zaman dikkat çekti. Çin çoğu zaman dünya ekonomik şartlarından bağımsız, kendi başına büyüyebilen bir ekonomi izlenimi verdi. Küresel resesyon dönemlerinde Çin yüzde 10 değil, yüzde 7-8 büyüdü. Büyümesi her zaman diğerlerinin 3-5 katı oldu.
Çin'deki "devlet kapitalizmi" denen model şimdiye kadar başarılı oldu denebilir. Paranın değerini düşük tut. İhracat malları ucuza satılsın. Yabancı sermayeyi çek, dünyanın büyük şirketleri üretimlerini memleketine çeksin. Ekonomi çok ısınıp enflasyon artar gibi olursa, paranın biraz değerlenmesine izin ver. Yatırımları kıs. Faizleri artır. Ekonomik büyüme yüzde 7'ye doğru düşerse, paranın değerini biraz daha düşür. Yatırımlara hız ver. Faizleri düşür.
Bu model şimdiye kadar çalıştı, hâlâ da çalışıyor gibi görünüyor, ama giderek daha az etkin bir biçimde. On ya da on beş yıl öncesine göre en önemli fark, Çin ekonomisinin artık küresel ekonominin ayrılmaz bir parçası olması. Eskiden Çin ihracat yapabilmek için tüm dünyaya mecburdu. Artık bütün dünya ihracat yapabilmek için Çin'e mecbur.

DÜNYADA ÇİN'İN YERİ

Amerika'nın toplam ihracatı içinde Kanada ve Meksika'dan sonra Çin üçüncü sırada. Toplam ihracatın yüzde 7'si Çin'e yapılıyor. Japonya'nın toplam ihracatı içinde Çin yüzde 19.7 pay ile birinci sırada. Çin'i yüzde 15.5 pay ile Amerika izliyor.
Çin, milli gelir büyüklüğü açısından Amerika'dan sonra dünyanın ikinci en büyük ekonomisi. İhracat sıralamasında Çin, Avrupa Birliği'nden sonra dünyada ikinci, ithalat sıralamasında ise Avrupa Birliği ve Amerika'dan sonra dünyada üçüncü sırada.
Bu rakamlarla Çin ekonomisi dünya ekonomisinin ayrılmaz bir parçası durumuna geldi. Avrupa'da yaşanan kriz ve ekonomik durgunluk doğal olarak Çin'in performansını etkiliyor. İhracatında üçüncü sırayı alan Japonya'nın toparlanamaması, ilk sıradaki Amerika'nın kalıcı bir büyüme sürecine girememiş olması Çin ekonomisini hırpalıyor. Çin'in önemli ticari ortaklarındaki sorunlar Çin'in sorunu haline geliyor.
Çin ekonomisindeki tekleme, neredeyse tüm emtia çeşitlerinin tüketiminde birinci sırada oturması nedeniyle, emtia fiyatlarının düşmesine neden oluyor. Emtia üreticisi gelişmekte olan ülkeler hırpalanmaya başlıyor.
Çin ekonomisindeki performans düşüklüğü dönüp Çin'in mal aldığı diğer ülkeleri vurmaya başlıyor. Çin'in toplam ithalatında Amerika yüzde 17.2 ile birinci sırada. Amerika'yı yüzde 15.8 ile Hong Kong, yüzde 7.4 ile Japonya, yüzde 4.3 ile Güney Kore, yüzde 3.4 ile Almanya izliyor.

DEVLET KAPİTALİZMİNDEN BU KADAR

Çin, Asya ekonomileri için önemliydi. Artık tüm dünya için önemli hale geldi. Ekonomik büyüme performansı hâlâ dünya ortalamasının oldukça üzerinde. Ama giderek Çin ekonomisinin de dünya ortalamasına yaklaşmakta olduğunu kabul etmek zorundayız. Dengeli büyüme adına dış talepten iç talebe geçmek, devlet yatırımları haricinde, Çin ekonomisi için o denli kolay değil. Dünya ekonomisi teklediğinde, Çin'in çok çabuk yeni duruma uyarlanması giderek zorlaşıyor.
"Devlet kapitalizmi" bir noktaya kadar çalışıyor. Devletin rolü, toplam ekonomik faaliyette giderek azalıyor. Çin'de daha yüksek büyümenin sürdürülebilmesi giderek ekonomideki verimliliğin artırılmasına dayanıyor.
Çin ekonomisinin teklemesi ise dünya ekonomisini tekletebilecek bir boyuta gelebiliyor. Son dönemde Çin ekonomisine yönelik çok da iyi olmayan veriler küresel ekonomideki beklenen toparlanmayı geciktirebilecek nitelikte.