Advertisement

Bugün temmuz ayına ait fiyat istatistikleri açıklanıyor. İşlenmemiş gıda ürünleri ve giyimde fiyat hareketleri mevsimsel normalleri içinde kalırsa, bu gruptaki fiyatların düşmesiyle temmuz ayında tüketici fiyatlarındaki ortalama aylık değişme eksi olabilir.

İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) yayınladığı ücretliler geçinme endeksine göre İstanbul’da perakende fiyatlar Temmuz ayında yüzde 0.64 düştü. Ama, düşüş gıda grubundan gelmedi. Gıda grubu temmuzda yüzde 0.84 arttı. Düşüş giyimden kaynaklandı. İTO endeksi ile TUİK verileri arasında bir paralellik yok. Ama, işlenmemiş gıda ürünlerinde mevsim dışı bir hareket söz konusu olursa, temmuz ayı enflasyonu da artı çıkabilir.

YÜZDE 8 MAKUL

Yılın ilk yarısında tüketici fiyatlarında kümülatif enflasyon yüzde 5.7 oldu. Bu rakamı yıl sonu hedefi ile karşılaştırmanın elbette bir önemi yok. Yıllık hedefi altı ayda devirdik. Merkez Bankası’nın yıl sonu için yaptığı enflasyon tahmininin orta noktası yüzde 7.6 civarında. Yani, yılın ikinci yarısında asgari yüzde 1.8 enflasyon olduğu takdirde, enflasyon tahmininin orta noktasını aşmış olacağız. Enflasyon geçen yılın ilk yarısında yüzde 4, ikinci yarısında da yüzde 3.3 olmuştu. Bu yıl da ilk yarıda daha yüksek, ikinci yarıda daha düşük enflasyon bekleyebiliriz. Ama ne kadar düşük? Geçen yılın ikinci yarısında temel eğilimden sapan tek ay ekim ayı idi. Dolaylı vergi artışları yoluyla artan tüketici fiyatları ile ekim ayında enflasyon yüzde 1.8 olmuştu. Döviz kurları o dönemde de kıpırdadığı halde, geçen yılın ikinci yarısında fiyat hareketlerinde göreli bir sakinlik izlemiştik. Örneğin, geçen yılın son iki ayında toplam enflasyon yüzde 0.47 olmuştu. Bu yılın ikinci yarısında vergi oranlarında artış ya da döviz kurlarında bir kıpırdama beklemiyorsak, geçen yılın aynı dönemine göre enflasyonda göreli bir yavaşlama beklememiz çok abartılı olmaz. İkinci yarıda geçen yılın aynı dönemindeki kadar enflasyon olursa, yıl sonunda enflasyonda yüzde 9.2’yi görmüş oluruz. İlk yarıdaki yüksek enflasyonun ikincil etkilerini de hesaba kattığımızda, bu yılın ikinci yarısında geçen yılki düzeyin üçte ikisi kadar enflasyon yaşarsak, yıl sonu enflasyonu yüzde 8 olur. Bu rakam makul görünüyor.

RİSK: POTANSİYEL ENFLASYON

Döviz kuru ve vergiler dışında, yüzde 8 enflasyon tahmini üzerinde de yukarı yönlü önemli bir risk var. Döviz kurları arttığı halde, elektrik ve doğalgaz fiyatlarında bir ayarlamaya gidilmemiş olması “potansiyel enflasyon” olgusu yaratıyor. Devletin kontrolündeki bu fiyatlarda yılın ikinci yarısında yapılabilecek bir ayarlama yıl sonu enflasyonunu yüzde 8’in çok üzerine taşıyabilir. “Bu yıl enflasyondan zaten ümit yok, ne ayarlama yapılacaksa, etkisi bu yılda kalsın” anlayışıyla elektrik ve doğalgaz fiyatlarında gerekli ayarlamaların sonbahar aylarında yapılma olasılığı oldukça yüksek. Özellikle dolar kurunun yeniden 2.10’un altına gelme olasılığının giderek azalması fiyatlardaki ayarlamaları geciktirmenin çok fazla anlamı olmadığını gösteriyor. Enflasyonu düzeltelim derken, kamu finansmanını bozucu adımlar atmış oluyoruz. Geçmişte bu çok yapıldı, çok da yanlış oldu.

NOT: “Potansiyel enflasyon” ya da gizli enflasyon yaratmamak için akaryakıtta olduğu gibi elektrik ve doğalgaz fiyatlarında da otomatik bir mekanizmanın kurulması aslında herkesin işini kolaylaştıracak.