Advertisement

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu perşembe günü olağanüstü toplanıp beklentileri aşan düzeyde şaşırtıcı kararlar aldı. Banka şaşırtıcı kararlarına dün de devam etti. Yakın zamanlara kadar ekonomiyi soğutmak amacında olan Merkez Bankası 2010 Ekim ayından bu yana sürdürdüğü politikalarını böylece değiştirmiş oldu. Merkez Bankası aslında geçen ayki toplantısında bu yönde bir ipucu vermiş ve politika araçlarının genişletici yönde kullanılabileceğini açıklamıştı. Alınan kararlarla rahatlama sağlanarak ekonominin durgunluğa girmesinin önü kesilmeye çalışılmış oldu.

Çünkü ABD ve Avrupa’dan gelen haberler ekonomilerin ciddi bir durgunluğa, resesyona girebileceği yönünde olduğu için Merkez Bankası proaktif bir tavır almak zorunda kaldı. Yurtdışında başlayacak durgunluk dünyadaki likiditenin merkez ülkelerdeki güvenli limanlara çekilmesi sonucunu da yaratabileceği için Merkez Bankası sıcak paranın çıkmasını engellemek amacıyla borçlanma faizini % 5’e çekerek cari açığın finansmanında sorun yaşamak istemediğini de ortaya koymuş oldu.

Merkez Bankası’nın bu proaktif tavrı ve aldığı kararlar ekonomistler tarafından tutarlı ve uygun olarak değerlendirildi. Ama önemli olan piyasaların ne tepki göstereceği. İlk gün faizler bir tepki vermezken, beklendiği üzere döviz biraz hareketliydi. Cuma günü ise Avrupa Borsalarında görülen büyük düşüşler İMKB’de de tarihi bir düşüşe yol açtı. Döviz ve faiz sakin bir gün geçirirken, New York borsası gelen yeni verilerle yükseliş gösterdiği gün İMKB’nin frensiz düşüşü hayli ilginçti.

Gerçi ABD borsaları kapandıktan sonra Standart&Poors ABD’nin notunu AAA’dan AA’ya düşürdü ve bunun piyasalara yansımasını daha henüz göremedik. Uzmanlar her ne kadar bu not düşüşü bekleniyordu, fazla bir şey olmaz deseler de, pazartesi günü yine kara bir gün olabilir. Dünya borsalarında geçen hafta yaşanan kayıpların 2.5 trilyon doları geçtiği söyleniyor. İMKB de bu hafta % 9.68 oranında değer kaybetti. Cuma günü % 6’ları aşan bir düşüş yaşadıktan sonra seans % 5.16’lık kayıpla tamamlandı. Dünya borsaları içinde Tayvan’dan sonra en fazla düşüş gösteren İMKB tarihi bir gün yaşamış oldu. Tek başına borsanın bu oranda düşmesi bir kriz anlamına gelmiyor şüphesiz.

Bu düşüşün ardında gelişmiş ülkelerdeki durgunluk beklentileri, özellikle bazı Avrupa ülkelerindeki borç sorunları ve Merkez Bankası’nın ilk planda tam anlaşılmayan kararları olduğu söylenebilir. Son haftaya kadar İMKB’nin dünya borsalarından farklı hareket ederek, hatta pozitif ayrıştığı ileri sürülerek gösterdiği olumlu farklılık, bir gün içinde kapanmış oldu. İMKB’nin cuma günü gibi olağan dışı gelişmeler meydana geldiğinde gösterdiği tepki her zaman aynı oluyor aslında. Olumlu veya olumsuz borsamızın tepkisi daima sert oluyor. Bir gün içinde yıllık enflasyon kadar düşmesini açıklayacak aslında ekonomik bir realite yok. Dünya ekonomileri için bahsedilen borç sorunu ve durgunluk bizim için söz konusu değil. Hatta son günlere kadar hep aşırı ısınmadan bahsedilen bir ülkeydik.

Merkez Bankası’nın isabetli bir şekilde olası dünya durgunluğunun ülkemize etkilerini önleyici tedbirleri devreye sokması alkışlanıp desteklenecek yerde borsada kâbus yaşanması pek anlaşılır değil. İşin gerçeği borsanın kendi dinamiklerinde yatıyor. Kurumsal yatırımcının minimum düzeyde olduğu ve bireysel yatırımcının hemen hemen hiç olmadığı bir borsaya sahip olduğumuz böyle günlerde işlem yapan yerli-yabancı üç-beş oyuncu kenara çekilince sonuç böyle oluyor. Önemli olan yatırımcı tabanının yetersizliği ve belki de ilk çözülmesi gereken husus da bu. ihaselcin@htgazete.com.tr Ibrahim HASEL‚iN