Covid-19, iklim değişikliği ve yeşil ekonomi
Geçtiğimiz ay petrol fiyatları ile ilgili bir yazı yazmış ve fiyatlardaki sert düşüşün sebebinin hızlı düşen talep olmakla birlikte sektörü bekleyen asıl uzun vadeli zorluğun, yenilenebilir enerjiye artan ilgi ve karbon salınımına karşı artan tepkinin
olduğunu belirtmiştim. Bu da bana iklim değişikliği ve yeşil ekonomi konusunda yazma ilhamı verdi.
Tabii ki sadece düşen petrol talebi değil yeşil ekonomiye dikkatleri çeken, hepimizin gördüğü bir gerçek daha var. Dışarı
çıktığımızda daha az hava kirliliği olduğunu, daha çok kuş sesi duyduğumuzu ve bundan keyif aldığımızı fark ediyoruz. Sosyal
medyada boğaza gelen yunuslar, Venedik’te gezen balıklar, Dubai’deki vatozlar ve daha fazlası, doğa yaşamı ve insanaktivitesi arasındaki ters ilişkiyi gözler önüne serdi. Yani insanlık durdurma düğmesine bastığında doğa hızla iyileşiyor. O zaman bir türlü çözülemeyen iklim değişikliği problemini bu sefer çözebilir miyiz? Hazır rüzgâr arkamızdayken konuşmak yerine aksiyon almanın tam zamanı.
Bu konuya yazmaya karar verince iç içe olan pek çok konu olduğunu fark ettim. Hepsini tek bir yazıda toplamak çok zor. Ama ben size başlıkları yazayım. İklim değişikliği, doğadaki değişim; bunu durdurmak için neler yapılabilir. Yenilenebilir enerji ve kaynakları nelerdir, nasıl teşvik edilebilir? Sürdürülebilirlik nedir; sürdürülebilir basarı nasıl sağlanır? Yeşil ekonomi, yeşil
tahvil nedir? Sürdürülebilir ekonomiye nasıl kaynak sağlanır? ESG- Environmental Social Governance- nedir? Sorumlu yatırım nedir? Özel sektör ve devletin rolü ne olmalı? İklim değişikliği kimin problemi? Aktivist gruplar nasıl rol almalı? İklim değişikliği ile Covid-19’un bağı var mı? Soruları daha da uzatabiliriz. Bu bölümde ben daha çok iklim değişikliği ve yeşil ekonomiye
odaklanacağım.
Nasıl bu aralar dijitalleşmenin ve teknolojinin öneminden bahsediyorsak önümüzdeki dönemin en çok duyacağımız konularından biri de iklim değişikliği ve sürdürebilirlik olacaktır.
Değişim çoktan başladı. Ulaşım araçlarındaki az kullanım karbon emisyonunu azalttı bile. Tedarik zincirlerinin yerelleşmesi de
enerji kullanımı ve emisyonu azaltan diğer bir gelişme. Şirketlerin çalışanlarını daha az iş seyahatine göndermesi, yapılan yıllık
toplantılardan vazgeçilmesi, evden çalışma alışkanlığının artması gibi “disruption” yaratan gelişmeler oldu.
Krizle mücadelede hükûmetler pek çok paket açıkladılar. Bu paketlerin bazılarında verilecek fonların bir kısmının yeşil ekonomiye veya iklim değişikliği ile mücadeleye ayrılması şartı getirildi. Neyin yeşil olup olmadığı da Sürdürülebilir Finans
Taksonomisinde açıklanıyor.
Önümüzdeki dönemde ticarette öne çıkabilmek için artık Paris Anlaşmasına daha iyi uyum sağlamak ve yeşile daha çok önem vermek önemli olacak.
Uluslararası enerji ajansına göre karbon emisyonu bu sene yüzde 8 azalacak. Çin’de hava kirliliğinin %25 azalması bekleniyor.
İklim değişikliğine dikkat çekmek için her sene artan sıcaklığın kuraklığa, tarım rekoltesinde düşüklüğe, sel ve fırtınalara neden olduğunu söylememize gerek yok. Salgın hastalıklar, orman yangınları, yok olan hayvan türleri iklim değişiklinin diğer sonuçları. Son yüzyılın en sıcak 3 yılı 2016, 2017 2018; hayvan türlerinin %60’ı son 50 yılda tükendi. 2030 yılına kadar sıcaklık artışı 1.5 derecede tutulamazsa geri dönülmez bir noktaya gelmiş olacağız. Artık iklim değişikliği yerine iklim krizi demek daha doğru.
Pandemi esnasında yenilenebilir enerji kullanımının artmış olması ve bu sektörde olan şirketlerin kârlarını artırmış olmaları da
dikkat çeken başka veriler. Borsada işlem gören şirketlerde de sürdürebilirlik endeksi, diğer endekslere göre daha iyi performans gösterdi.
BBVA, özel sektörden Covid-19 sosyal tahvili ihraç eden ilk banka oldu. 1 milyar Euro hacminde bir tahvildi bu. Garanti BBVA da, ESG bağlantılı 592.4 milyon dolarlık Sendikasyonu kredisi imzalayan ilk Türk bankası oldu.
S&P Global ve Climate Bond Initiative kaynaklarına göre, 2020’de sürdürülebilir tahvil ihracı 400 milyar dolarlık hacime ulaşacak. Özellikle yeşil tahviller ve sürdürülebilir borçlanma enstrümanları artışta başı çekecek.
Bankalar sürdürebilir yatırım danışmanlığı bölümleri kurmaya başladılar.
Covid-19 tahvili bu dönemde ihraç edilen bir tahvil.
Peki ne yapmak lazım? Nasıl Covid-19’a karşı ortak bir tavır alındıysa bunun da küresel bir problem olduğu kavramı anlaşılmalı ve hiç gündemden düşürülmemelidir.
Devletler ve Uluslararası kuruluşlar bu konuyu öncelikli konuları arasına alıp enerji, çevre, tarım ulaştırma politikalarını
gözden geçirmeli ve aksiyon almalı.
Özel sektör, yatırım fizibilitelerinde çevresel, sosyal ve yönetişim faktörlerini mutlaka göz önünde bulundurmalı.
Bankalar ve finans kuruluşları, yeşil fonları daha çok ürünleştirmeli ve şirketlerin kullanımına sunmalılar.
Bireyler ve STK’lar da bu konunun önemini anlayıp sürekli gündemde tutmalılar. Birleşmiş Milletler’ in Sürdürülebilir Gelişim
Hedefleri okullarda okutulmalı. 17 adet olan bu hedeflerden bazıları; sıfır açlık, sürdürülebilir şehir ve toplumlar, temiz enerji,
sorumlu üretim ve tüketim ve buna benzer iddialı hedefler küçük yaştan itibaren çocuklara anlatılmalı. Çünkü insanlık bu büyük problemlerini bir gün çözebilecek ise bunu bugünün çocukları, yarının bilinçli gençleri başaracak, bunu unutmayalım. Bu
hedeflerle ilgili daha fazla bilgi için sustainabledevelopment.un.org’
Pandemi ile kulağımızı çeken doğa bir dahaki felakette gözümüzün yaşına bakmayabilir. O yüzden şimdi harekete geçme
zamanı. Yoksa ileride yaşayacak dünya bulamayacağız.
Yakın zamanda uzaya iki astronot gitti. Twitter’da bununla ilgili bir espri gördüm. “Dünya’dan tam doğru zamanda gittikleri için
tebrik ederim.”
Sonraki yazı; yenilenebilir enerji konusunda olacak.