24 Kasım 2015’teki Rusya ile uçak krizinin akabinde İş Dünyası’nda ağırladığımız DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan’ı 9 ayın ardından bu sefer Türk Rus ilişkilerinde buzların erimesinin takibinde konuk ettik. Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i ziyaretinde heyette olan DEİK Başkanı Vardan, Rusya ile yeniden bir beyaz sayfa açıldığına, bundan sonraki süreci 24 Kasım’dan önceki dönemden daha iyi bir seviyeye taşımayı hedeflediklerini belirtti. Ziyarette gündeme getirilenleri, Türkiye ekonomisindeki sıcak gündemi, birbiri ardına açıklanan teşvik ve düzenlemeleri Vardan ile konuştuk…
Öncelikle Rusya ile yaşanan süreci değerlendiren Vardan ‘’Biz her zaman şunu söylüyorduk, Türkiye Rusya için, Rusya’da Türkiye için iki önemli ülke. Bölgede oldukça önemli ülkeler. Bu kriz de sonsuza kadar süremez. Hakikaten 9 aylık gibi bir süre zarfında ilişkilerin normale döneceği bir mecra oluşmuş oldu. Aslında belki bazıları için uzun bir süre gibi gözükür ama iki ülke arasında ben bu süreyi çok kısa hatta böyle bir anlaşmazlığın oluşmuş olduğu bir ortamda çok kısa olarak nitelendiriyorum. Dünden bugüne baktığımızda Rusya'nın kendi içindeki bir ekonomik krizden bahsedebiliriz. Bir ara GSMH'sı 2.2trilyon dolara ulaşmışken 2013'ün sonunda bu rakamın 1.3 trilyon dolara gerilediğini görüyoruz. Yani yüzde 40'ın üzerinde kendi içinde bir azalma söz konusuydu. İkili ticari ilişkilerde yavaşladı. 24 Kasım'dan sonra da bu düşüş biraz daha hızlandı. İki ülke arasındaki ticaret hacmini 100milyar dolara çıkartma hedefimiz var. Bu hedefe de ulaşmak için öncelikle vize konusunda çözümün sağlanıyor olması gerek. Türk işadamının önündeki vize engelinin kaldırılması lazım. Bunu ziyaretimizde dile getirdik.
İkinci bir husus, orada devam etmekte olan projelerde Türklerin çalışma izinlerinin yeniden verilmesi. Bu konuyla ilgili de ilerleme sağladık. Türkiye ile Rusya arasında Türk-Rus Üst Düzey İşbirliği Konseyi ve Ortak Yatırım Fonunun kurulması gibi önemli başlıkları da konuştuk. Ortak Yatırım Fonu konusunda bizim hükumetin bir karar alması gerekiyor.
Enerji ayağında ise Akkuyu Nükleer Santrali’nin devam ettirilmesi hususunda onlara stratejik yatırım statüsü veriyoruz. O statüde her türlü teşvikten yararlanabilecek bir ortam çıktı. Bir de Türk Akımı Projesi ki enerjide bizim açımızdan önemli olduğu kadar bizim üzerimizden gazın gönderileceği ülkeler açısından da önemli bir mecra oluşmuş oldu’’ diyerek ziyaretin ticari, stratejik açıdan verimli geçtiğini belirtti.
‘’TERZİ USULU TEŞVİK VERİLECEK’’
Orta Vadeli Plan çerçevesinde ilerlenildiğini söyleyen Vardan, planda revize yapmayacaklarını diğer yanda ilk 6 ay sanayi üretiminde iyi bir trende ulaşılmasına karşın darbe girişimi nedeniyle gelecek aylarda bir miktar azalmanın olabileceğini belirtti.
Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu toplantısında reformların bir an önce tamamlanması gerekliliğinin dile getirildiğini söyleyen Ömer Cihad Vardan, yeni teşvik sisteminin terzi usulu yani firmaya göre, sektöre göre getirileceğini vurguladı. Bundan önce yapılan teşvikler sektörel ve bölgesel olarak hazırlanmıştı bu süreçte firmalara yönelik nokta atış teşviklerin getirileceğinin de altını çizdi.
DEİK Başkanı, teşviklerden hedeflenenin sadece yerli yatırımcı açısından değil aynı zamanda yabancı yatırımcı açısından da yatırım ortamının yeniden tesisi ve bozulan algının iyileştirilmesi olduğuna dikkat çekiyor.
‘’FİNANSMAN KONUSUNDA DAHA ÇOK DESTEĞE İHTİYAÇ VAR’’
Bu dönemin özel bir dönem olduğunu vurgulayan DEİK Başkanı Vardan ‘’Darbe girişimi öncesinde de finansmana erişimde sıkıntılı olduğumuz konular vardı. Bunun temel nedenlerinden biri de bankacılık yasası.
Bu süreçte bankalardan arzumuz, firmaların üzerine yürümemeleri, kredileri geri çağırmamaları ve mümkünse olayları iyice takip edip sakin bir şekilde ilişkilerin hiç bir şekilde bozulmasına müsaade etmemeleri. Piyasada özellikle finansman konusunda biraz sıkıntı var gibi gözüküyor. Bazı firmaların ödeme konusunda güçlükleri çıkabilir. Fakat bunu diğerlerine intikal ettirmeyecek seviyede bankacılık sektörünün de sakin olması ve olaya hep beraber destek olmalıyız. Bu sıkıntılardan dolayı bir miktar piyasada da ödemeler dengesi bozuluyor olabilir. Bankacılar da bu süreçte iş dünyasına yardımcı olacak bir tutum içerisinde olsunlar’ temennisinde bulundu.
‘’KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARI NOTUMUZU YÜKSELTMELİYDİ’’
Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik yanlı yaklaştıklarını, darbe sürecinin başarıyla bastırıldığını ve ardından ekonomide toparlanma doğrultusunda kritik kararların kısa sürede alındığını söyleyen DEİK Başkanı Vardan, konuya ilişkin ‘’Özellikle S&P'nin hemen bu olayların akabinde çıkıp da Türkiye hakkında vermiş olduğu karar veya görüşlerini beyan etmesi bence çok manidar. Beklerdim ki bir görün bakalım yani böyle bir olay oluyor Türkiye'de ama bunun sonucunun ekonomiye ve yatırımlara yansıması nasıl olacak? Acaba Türk hükümeti bu işi götürebilecek mi? Firmaların buna tepkisi ne olacak? İnsanların tepkisi ne olacak? Ondan sonra gel, yorumunu yap. Biliyorsunuz Moody’s gözlemeye almayı tercih etti. Herhangi bir şey yapmadı ve doğru olan da buydu. Fitch'in değerlemesini bekliyoruz. Hep birlikte göreceğiz.
Benim arzum, dileğim bu ülkenin bu direncine onların da bir destek vermeleri yani prim vermeleri diye düşünüyorum. Çünkü burası hakikaten çok farklı bir duruş sergiledi. Hepimiz demokrasimize sahip çıktık. Ekonomik göstergelerde de herhangi bir bozulmaya müsaade etmedik’’ yorum yaptı.
DEİK, YURTDIŞINA ÇIKARMA YAPIYOR
Vardan, iş dünyasının çatı kuruluşlarından biri olarak DEİK tarafından irtibat halinde olunulan 120’nın üzerindeki ülkeye Türkiye’deki durumu özetleyen bir mektup yazıldığını ve iş dünyasından gelen 152 öneriyi de toparlayarak 11 maddelik eylem planın hazırlandığını belirtti. Bir hafta içerisinde Rusya ve Danimarka’ya giden DEİK’in yeni durağı ise Polonya ve Romanya. İş dünyasının temsilcileri bu dönem yurtdışındaki düşünce kuruluşlarıyla her zamankinden daha sıkı irtibatta olmanın önemine de dikkat çekiyor.
Türkiye’de ekonomi yönetimi ve iş dünyası da bu dönem bir yanda küresel ekonomilerde zayıf büyümenin diğer yanda jeopolitik konumu nedeniyle Ortadoğu coğrafyasındaki sıcak gelişmelerin etkilerini en aza indirgemek üzere çalışıyor.
Tarih boyunca Türk halkı, bunun birçok kez sınavını verdi ve bugün yaşandığı gibi birlik beraberlik içerisinde el ele vererek birçok badireyi atlatmıştır…
Tutunduğumuz dal demokrasi olduktan sonra aşılmayacak engel, geçilmeyecek yol yoktur…
Hande Berktan
hberktan@bloomberght.com