Advertisement

Başlık Türkiye’ye değil yükselen piyasa ekonomilerine (YPE) yabancı sermaye girişlerine yönelik beklentilere yönelik. Bu konuda düzenli çalışma yapan Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), en son raporunu 24 Ocak’ta yayımladı.
Rapora göre sıcak paranın YPE’lere yönelmesinin nedenleri, çekici ve itici faktörler olarak ikiye ayrılıyor

İTİCİ VE ÇEKİCİ FAKTÖRLER
İtici faktörleri artık biliniyor: ABD, Avrupa ve Japonya (G3) merkez bankalarının pompaladıkları aşırı likidite ve yerlerde sürünen faizler sonucunda, piyasadaki paranın yüksek getiri araması.
Yüksek getiri aramanın ilk nedeni piyasalara fon sağlayan kaynakların başında gelen bireysel emeklilik fonlarının kayıpları. Bu fonların iç piyasalardaki risk iştahı, küresel kriz öncesinde en uç noktaya gelmişti. Ancak son krizde emeklilik fonları, dev yatırım bankaları batınca ve hisse senedi piyasaları çökünce trilyonlarca dolar zarar ettiler.
Konuşulan zarar miktarları, çift rakamlı trilyon dolarlarla ifade ediliyor. Böylesine büyük zararı, kısa zamanda G3 piyasalarında kapatmak çok zor. Fon yöneticileri yükün bir bölümünü de YPE’lere dağıtmayı hedefliyorlar. Bu nedenle YPE sermaye ve para piyasalarına övgüler düzüyorlar. Onları pohpohluyorlar, övgüler düzüyorlar.
Biraz fazla iddialı bir söylem olacak ama, dünyada son günlerde yaşanan siyasal gelişmeleri bile bu isteğe bağlamak mümkün.
Çekici faktörlerin başında YPE’deki büyüme potansiyeli geliyor. Çok büyük olmayan bir ekonomiye, örneğin on milyar dolar kadar yabancı sermaye girince, ekonomilerde hormonlaşma etkisi yaratıyor. Ancak unutmamak gerekir ki, tersi de doğru. Gelen para aniden çıkınca da, ekonomi batmasa bile, sarsılıyor.
İkinci çekicilik nedeni, Küresel Krizin YPE’lerini önceki krizler kadar etkilememesi. Veya diğer bir bakış açısıyla, bu sefer gelişmiş ekonomilerdeki durum o kadar kötü ki, YPE’ler onların yanında zemzem suyuyla yıkanmış gibi duruyorlar.
Nedenleri ne olursa olsun IIF, 2011 yılında YPE’lere gelmesi beklenen toplam yabancı sermaye akımının 1 trilyon doları geçeceğini tahmin ediyor.

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI ARTACAK
IIF raporunda,bu yıl YPE’lere gidecek portföy yatırımlarının geçen seneden daha az olacağı tahmin ediliyor. Buna karşılık doğrudan yabancı sermaye ve banka dışı kesimin kredilerinde artışlar öngörülüyor.
Benzeri bir gelişme, bizim de içinde bulunduğumuz Avrupa yükselen piyasa ekonomilerinde bekleniyor. Bölgeye gelen portföy yatırımları toplamı geçen yıl 10.3 milyar Dolarmış. Bu yıl 12.3 milyar Dolar, gelecek yıl 13.6 milyar dolar olacakmış. Buna karşılık doğrudan yabancı sermaye yatırımları, yıllık 100 milyar civarında artacakmış.
Eğer IIF rakamlarının güvenilirliğinde bir sorun yoksa, biraz durup düşünmenin tam zamanı. Geçen sene çok fazla dert edinmediğimiz sıcak para konusunda neden bu sene aşırı hassas mı davranıyoruz? Baksanıza tahminler öyle büyük artışlara işaret etmiyor.
Aksine, yabancı sermaye girişlerinde en fazla artış beklenen bölüm doğrudan yatırımlar. Ne kadar fazla gelirse, ne kadar yeni teknoloji getirirse o kadar iyi. Doğrudan yatırım, yeni fabrika, yeni otel demek. Dahası, daha fazla istihdam demek.
Biliyorsunuz son yıllarda Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında azalma görülüyor. Yani komşularımızda gözlenenden farklı bir gelişme söz konusu.
Sizce bu çok iyi incelenmesi gereken bir durum değil mi? Neden Doğu Avrupa’ya gelen doğrudan yatırımlar artarken, bize sıcak para daha fazla ilgi gösteriyor? İstikrar derseniz siyasalın yanına bir de finansalı ekledik. Yanı sıra, ekonominin geleceği konusunda yazanların, konuşanların büyük çoğunluğuna göre her şey güllük gülistanlık.
Yabancılar daha ne istiyor acaba?