Advertisement

Bugün bardağın boş tarafına bakma zamanı. Gelişmekte olan ülkeler bir ara kısılan ama Mart sonundan itibaren yeniden sesi artan müziğin keyfini çıkarmaya devam ediyor. Dünyada likidite bol ve bu para Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere daha fazla getiri niyetiyle akıyor. En azından algı bu ve henüz bozulmadı. Ama sonuna yaklaşıyor olabilir miyiz? Özellikle yağmur mevsimi kışa doğru "likidite kuraklığı" ile karşılaşabilir miyiz ?

Fed yağmurlarının sonu mu?

Bu konuda en riskli dönem bu yılın son çeyreği. Fed tahvil alım programını Ekim'de bitireceğini açıkça söyledi. Bir sonraki adım ise faiz artırımları ya da en azından faiz artışına ilişkin bir sinyal. Ekim'de bu program bitince elbette ABD'de faizler hemen artırılmayacak. Tahvil alım programının bitmesi ile Fed'in faiz artışı arasında "belirli bir süre" olacak. Bu ara süre ne kadar net değil. En erken ve piyasa için kötümser tahminlere göre 6 aylık bir dönem. Bu da 2015 yılı Mart ayına işaret ediyor. Nitekim ABD'de 288 bin gelen Haziran ayı tarım dışı istihdam verisi ve % 6,1 düşen işsizlik sonrası bir çok ekonomist faiz artış tahminini Fed'in Mart toplantısına çekti. Eğer 2015 ilk çeyrekte bir faiz artışı olacaksa bunun sinyali de son çeyrekte gelebilir.

Yellen ile yağmur duası

Geçtiğimiz hafta Kongre'de iki gün üst üste konuşan Fed Başkanı Yellen ise hala oldukça güvercin. Yellen'ın "Çok sayıda Amerikalı hala işsiz ve enflasyonda hedefin altındayız" cümlesi uzun konuşmalarının özeti. Yine ücret enflasyonu konusunda bir hareketlenme yok vurgusu da önemli. Fed Başkanı sadece bazı biyoteknoloji ve küçük sosyal medya şirketlerinin hisselerinde bir balon korkusu yaşıyor. Onlar haricinde hisse senetleri tarihsel ortalamalarda sözüyle rahatlatıyor.

Süreç adım adım yaklaşsa ve önümüzdeki sene Fed'den faiz artışı gelse bile bu oldukça  ölçülü ve kademeli olacak. Faizler kriz öncesine göre çok daha düşük olacak, bu "yeni doğal"  olarak da tanımlanıyor. ABD'de 2015'te faizin yüzde 1 civarı olacağı tahmin ediliyor. Tabi Yellen faiz artışına giderken yanında piyasanın hoşuna gidebilecek bir havuçla da gelebilir. Ama yatırımcılar yağmur duasına da çıksa Yellen'dan yeni bir "likidite yağmuru" imkansız gibi.

İçeride zorla yağmur yağmaz

İçeride Merkez Bankası Fed'in faiz artışlarına hazırlık ve daha alt orandan yanıta başlamak için faiz indirimlerine devam ediyor. Politika faizinde son 3 ayda 175 baz puanlık indirim süreci yaşadık. Ancak bu sürecin sonlarına gelindiği yorumları yapılıyor. Merkez'den 25 ya da 50 baz puanlık son bir hamle daha Ağustos'ta gelebilir. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı enflasyonda düşüşü gördükçe faiz indirimlerine devam edeceği sözünü vermişti. Ama bu söz son çeyrekte Fed'den gelebilecek şahin faiz artışı sinyallerine takılabilir. Üstelik önünde iki seçim olan siyaset ne kadar zorlasa bile.

Piyasada "iklim değişikliği" mi?

Dışarıda ABD Merkez Bankası Fed'in tahvil alımlarını bitirmesi, içeride Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine son vermesi bizim piyasalar için sıkıntılı bir son çeyreğe işaret edebilir. Yellen'dan Ağustos sonu meşhur Jackson Hole Konferansı'nda ya da Ekim'de Fed toplantısında faiz artış sinyali gelebilir. ABD'de özellikle 10 yıllık tahvil faizlerini tetikleyecek bu sinyal yıl sonunda gelişmekte olan ülkelerden kaçışı hızlandırabilir. Tıpkı geçen sene Mayıs'ta başlayan Bernanke fırtınası gibi.

Dönem dönem etkili olan ve unutulan jeopolitik riskleri geçelim. Ama içeride bir de siyaset başlığı var. Piyasa Cumhurbaşkanı seçiminde sıkıntı görmüyor. Hatta bir çok ankete göre Başbakan Erdoğan ilk turda cumhurbaşkanı seçilebilir. Ama asıl soru hatta sorun Ağustos sonrası ya da 2015 genel seçimleri sonrası ekonomi yönetiminin nasıl şekilleneceği. Geçen hafta konuğum olan Prof.Seyffettin Gürsel "Başbakan Erdoğan ilk turda cumhurbaşkanı seçilirse ekonomi yönetimi kesin değişir, bu kadar net" dedi. Seyfettin Hoca piyasanın cumhurbaşkanı seçimi sonrası için fazlaca rahat olduğu konusunda uyarıyor.

Yılın son çeyreğinde sinyallerini hissedebileceğimiz "likidite kuraklığında" bizi koruyabilecek hatta kurtarabilecek, yabancı yatırımcının da bildiği ve güven duyduğu isimler ile ekonomi yönetiminde yola devam ederek portföylere su serpebiliriz. Yine son çeyrekte Avrupa Merkez Bankası'ndan gelebilecek parasal genişlemeli "sağanak yağışlar" için dua ederek bardağın boş tarafının üzerini biraz daha doldurabiliriz. Aksi durumda bardağın yarısı boş ve "piyasalardaki kuraklık" ve "iklim değişikliği" hepimizi kurutabilir...