Fintechler, son dönemde ekonomi dünyasında en çok konuşulan konuların başında geliyor ve popülaritesi her geçen gün artıyor. Bunun yanı sıra dünyada girişim ekosisteminde en çok yatırım alan konulardan bir tanesi. Şöyle ki, 2013 yılından bu yana yıllık ortalama 15 milyar dolar civarında yatırım aldıklarını söylemek mümkün. KPMG'nin son raporuna göre 2018 yılının ilk yarısında ise bu rakamın 58 milyar dolar gibi rekor bir rakama ulaştığını görüyoruz. Rakamlara bakıldığında yeni bir ekonomik yapılanmadan bahsetmek hiç de yanlış olmaz. Rakamları kısa bir süreliğine bir kenara bırakacak olursak, teknoloji ile finanssın birleştiği bu eko sistem için dünyada bir yandan da ‘Bankalar mı teknolojiye girecek, teknoloji şirketleri mi finans alanına girecek’ tartışması da tam gaz sürüyor. Yani bugün ‘fintech’ diye konuşulan alanının yakın gelecekte ‘techfin’ olarak da konuşulması muhtemel. Çünkü Amazon, Google, Apple, Facebook gibi bugünün dev teknoloji firmalarının hepsi birer finansal hizmet verebilecek potansiyele de sahip oldukları artık yadsınmıyor.
Peki dünyanın gözünü çevirdiği bu yeni ekosistemde Türkiye hangi aşamada?
Türkiye’de fintech ekosisteminde 200’ün üzerinde şirket buluyor. Startup ekosistemine yapılan yatırımlar içerisinde fintech startuplarına yapılan yatırımlara bakıldığında da, payı hiç de küçük bir oran değil. Elbette ki, dünya genelinde milyar dolarlardan bahsederken, Türkiye’de rakam olarak milyon dolarlara dönmek gerecek. Şöyle ki, 2017 yılında Türkiye’de fintechlere 28 milyon dolarlık yatırım söz konusu. Bu da tüm girişim ekosistemine yapılan yatırımların neredeyse yüzde 15’ine ulaştığı anlamına geliyor. Türkiye’de finansal teknoloji şirketleri üzerinden geçen işlem hacminin ise 15-20 milyar dolar olduğu belirtiliyor.
Rakamlar her ne kadar dünya ölçeğinde küçük olsa da, kamunun ekosistemi geliştirecek regülasyonları ve teşvikleri ve özel sektörün çabasıyla oluşacak ‘güçbirliği’ ile gelecek adına umutlanmak pek de hayalci olmaz. Çünkü, Türkiye’de fintechler, henüz son 5 yıldır potansiyel içeriyor. Öte yandan sektör temsilcileri, yurtdışı yatırımcıların aslında Türkiye’ye ilgisinin olduğunu ve Türkiye’nin bu alanda gerçekten potansiyel vadeden ülkelerden bir tanesi olduğunu düşündüklerini belirtiyor.
Tam da bu noktada yabancı yatırımcılar açısından yatırım ortamın iyileştirilmesi ve rekabetin de biraz da devlet tarafından desteklenmesi önem kazanıyor. Çünkü, özellikle Abu Dabi, Bahreyn, Singapur gibi Türkiye’nin doğusunda kalan ülkeler mercek altına alındığında, burada ülkelerin kalkınma ajansları aracılığıyla fintech yatırımları yaptığı görülüyor.
Öte yandan devlet ve özel sektörün birlikte çalıştığı İngiltere ve Singapur gibi ülkelerde fintech startuplarının çok hızlı bir şekilde geliştiği ve hatta dışarıdan startupların gelip o bölgede çalışmaya başladığı da bir gerçek. Türkiye’nin hem kamu hem de özel sektör tarafıyla, önümüzdeki dönemde yıllık 10 milyarlarca dolarlık yatırımların yapıldığı bu ekosistemden daha da büyük pay alması mümkün.