Advertisement

Haziran enflasyonu beklentilerden ilk defa bu derece sapmış durumda. %14 civarı beklenen yıllık rakam, TÜFE artışı, %15.40 oldu, bir önceki rakam %12.15 iken. ÜFE ise %23.9, çekirdek %14.60.

Son 3 aydaki kümüle enflasyon %6.1. Son 10 yıla baktığımızda, Nisan-Mayıs-Haziran ortalama kümüle enflasyon yalnızca %1.5 olmuş. Geçtiğimiz 10 yıla kıyasla 4.5 puanlık bir sapmayı yalnızca kur geçişkenliği ile açıklayamayız.

Öte yandan evet gıda kaleminde aylık %6 civarı artış muazzam, ve yıllık %18’lere çıkıyor. Son 15 yıldır böyle yüksek bir artış görmedik. Fakat gıda dışı rakamlara yani çekirdek enflasyona baktığımızda da yine %15’e yakınsayan bir yıllık artış var. Gıda komitesinden çıkması gereken uygulamaların zamanında gelmeyişi de ayrı bir eleştiri konusu.

Keza ulaştırma enflasyonu da yıllık %25’e gelmiş durumda.

Tüm kalemlerde genele yayılmış (difuzyon endeksine bakılabilir) belirgin bir fiyat artışı net.

O yüzden sadece gıda ya da kur şoku ile enflasyonu açıklamak artık yetersiz. Burada geriye dönük fiyatlamanın enflasyon düzeyini bozduğu, yani diğer yapısal faktörlerin yanısıra enflasyon ataletinin belirgin şekilde ortaya çıktığı bir görünüm var. Daha önceleri %7-8 bandında olan yapısal enflasyonun da belirgin şekilde yukarı kaydığı aşikar.

Türkiye 2000’ler öncesi hiperenflasyonla mücadele etmek durumunda kalmış ve enflasyonu tek haneye indirmek için uzun yıllar çok çabalamış bir ekonomi. Bir hiperenflasyon geçmişi var. Ve bu tarz geçmişe sahip olan ekonomilerde enflasyon ataleti ile mücadele etmek çok daha zordur. Bu döngüye girdiniz mi, alacağınız önlemler faiz artışı para politikası gibi konuları da maalesef aşar. Tüm ekonomi birimlerden eşgüdümlü destek görmeniz gerekir. Oysa biz ne durumdayız? Maliye politikası gereği borçlanma ihtiyaçlarının arttığı ve yukarı revize edildiği bir dönem.

ÜFE rakamı %24’e değmiş durumda. Bu maliyet tarafının tüketiciye yansıması elbette söz konusu olacak çünkü halen pozitif çıktı açığındasınız. Halen yeterince yavaşlamamış bir ekonomi var ki üretici de bunu tüketiciye rahatlıkla halen yansıtabiliyor. Ne zaman ekonomi belirgin şekilde yavaşlar, ancak o zaman enflasyon da başını aşağı çevirebilir. Normal şartlar altında bunun son çeyrek itibariyle gerçekleşmesini bekleriz. 

Fakat onun öncesinde gidişat bize Temmuz Ağustos aylarında %16’yı rahat aşan bir enflasyonu işaret ediyor. Onun ardından da yıl sonunu ancak %15’lere yakın bir yerde tamamlıyor olacağız. Bu son gelen verinin ardından da yıl sonu %12 olan piyasa tahminlerinin en az 2 puan daha yukarı yani %14’lere çekilmesi muhtemel. O rakama da ancak işler yolunda gider ise bir kur şoku daha yemez isek ulaşabileceğiz.

Maalesef bu son gelen rakam ile enflasyon tarafında yeni ve arzu etmediğimiz bir sayfaya geçmiş olabiliriz. İlk aşamada maliye politikasından gereken desteğin, daha fazla gecikmeden, hızla gelmesi gerekiyor ki, işler bir miktar rayına girebilsin.

Unutmayalım ki, bir tarafta da doğalgaz ve akaryakıtta bekleyen zamlar da var.  

Piyasa ne durumda.. Her seferinde 10y tahvil faizi çok yüksek artık yavaş yavaş aşağı geliriz diye diye son 3-4 ayda %12’lerden %17’leri aştık. Yüksek enflasyonun yaratmış olduğu bu durum, yüksek faiz herkesi mutsuz ediyor. Bu yüzden enflasyon tarafında acil kalıcı önlem şart. Hangi önlemler alınabilir bir sonraki yazımda dilim döndüğünce paylaşacağım.