Advertisement

23 Haziran 2016 tarihinde İngiltere'nin Avrupa Birliği (AB) referandumuyla Birlik'ten ayrılması sonrası 3 temel korku vardı;

  • Brexit için hukuki ve siyasi süreç 50.madde işleme konulduktan sonra nasıl şekillenecek?
  • Brexit sonrası İngiltere'den ne kadarlık sermaye kaçacak ve sermaye piyasaları buna nasıl tepki verecek?
  • Başta AB ile ticari ilişkiler olmak üzere, ekonomik göstergelerde bozulma olacak mı?

 Hollande: “İngiltere´nin AB´den çıkış süreci 2019´a kadar sonlanmalı”

İngiltere'de 23 Haziran'da yapılan referandumda halkın yüzde 52'si "AB'den çıkılması" yönünde oy kullandı. Partideki liderlik yarışı İngiltere'nin 23 Haziran'daki AB referandumunu birlikten çıkma yanlılarının kazanmasından sonra Başbakan David Cameron'ın istifa kararı almasından sonra başlamıştı. Theresa May seçimin ilk turu sonrasında referandumun ardından ortada partiyi ve ülkeyi birleştirmek ve AB'den çıkarken mümkün olan en iyi sonucu elde etmek gibi "büyük bir görev" olduğunu belirtmişti. Ancak ülkenin AB'den ayrılması için Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesinin İngiltere'nin başvurusuyla devreye alınması gerekiyor. Başbakan May*, bu başvurunun 2017'den önce yapılmayacağını ve İngiltere'nin AB içinde kalmak için bir "arka kapı" yani yeni bir referandum arayışında olmayacağını söyledi. Kısacacı AB her ne kadar süreci hızlandırmak için baskı yapsa da, İngiltere Brexit’i işleme koymak için henüz bir başlangıç tarihi belirlemedi.

* David Cameron'ın yerine başbakanlık görevine gelen Muhafazakâr Parti (Tory) lideri Theresa May, ilk sınavını 4 Mayıs 2017'de verecek.

Temmuz ayında 5 milyar sterlin üzerinde çıkış

Haziran ayında İngiliz fonlarından 3,5 milyar sterlin çıkış yaşandı. Brexit sonrası sadece Temmuz ayında ise UK-based stock market tarafında 5,7 milyar sterlinlik çıkış yaşandı. En çok satış ise gayrimenkul  ve hisse fonlarında yaşandı. Yatırımcılar temmuzda bu fonlarda 1 milyar sterlin üzerinde satış yaptı.

İngiltere Merkez Bankası 7 yıl sonra faiz indirdi

İngiltere Merkez Bankası geçen ay politika faizini 25 baz puan indirerek yüzde 0,25'e çekti. Böylelikle banka 7 yıl sonra ilk kez faiz indirimine gitti. Brexit sonrası ekonomik göstergelerde sert düşüş bekleyen Carney’ın şimdilik korkulu rüyası gerçekleşmemiş gibi gözüküyor. Bu hafta parlamentodaki açıklamalarında da  son gelen verilerin tahminlerinden biraz daha güçlü olduğunu ve yeni genişleme paketi zamanlamasının doğru ve etkili bir paket olduğunu vurguladı. Aşağıdaki grafikte de görüldüğü üzere 2015 Eylül sonrasını gösteren bu verilerde özellikle temmuz ayına ait İngiltere sanayi üretimi, imalat pmı, enflasyon ve işsizlik verilerinde toparlanma var.

Fakat her ne kadar son ekonomik datalar iyimserliğe işaret ediyor olsa da, 2016 ilk çeyrek itibari ile tarihindeki en düşük seviye olan eksi %5,74’lük cari açık/büyüme rasyosu İngiltere için önemli bir tehdit. Brexit süreci başladıktan sonra ticari ilişkilerinin özellikle Avrupa’ya ihracat ettiği kalemlerin ve cari açığı fonlamanın zor olacağı aşikar. Ve bu süreçtesadece değer kaybeden sterlinden (ytd %10) medet ummak çok doğru olmayacak..

Öte yandan ekonomide vites küçülten bir diğer taraf da yatırım harcamaları. Brexit sonrası İş dünyası yatırımları ve hizmet yatırımlarında gözle görülür bir düşüş yaşandı.

Moody's'in İngiltere'nin kredi görünümünü negatife çekmesinin ardından Fitch ve S&P'den peşpeşe not indirimi kararı geldi. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, İngiltere'nin uzun dönem yerel ve yabancı para cinsinden kredi notunu AA+'dan AA'ya indirdi. Görünüm ise negatif olarak belirledi. S&P, daha az öngörülebilir, daha az istikrarlı ve daha etkisiz politika çerçevesi risklerine dikkat çekerek, AAA olan notu AA'ya indirdi. Faiz indiriminin ayrıca, dikkat çeken dış finansal durumların bozulması ve İskoçya ve Kuzey İrlanda'da oy verenlerin çoğunluğunun AB'de kalmayı seçmesinden dolayı meydana gelen anayasal sorunları yansıttığı bildirildi. Kredi derecelendirme kuruluşu, Birleşik Krallık'ın görünümünü negatif olarak bırakarak, "ekonomik beklentilere, mali ve dışsal performansa, sterlinin rezerv para olarak rolüne ve de, eğer İskoçya bağımsızlık için bir daha referanduma gidecekse, Birleşik Krallık'ın ekonomik ve anayasal bütünlüğüne olan riskleri" yansıttığını belirtti.

Dolayısıyla kısa vadade dereyi görmeden paçayı sıvamamak adında henüz Brexit sürecinin başlamadığı düşünülürse; toparlanan ekonomik veriler ve  %10 yükselen FTSE 100’e kanmamak da fayda var.